Beyazdı, düzdü. Ustasına verdik, renklendirdi.

Uzun zamandır Halime'nin peşindeydik. Tarzını ve çizgilerini çok beğeniyorduk, nihayet kandırdık ve Alaaddin'in beyaz ve sakin dokusuna bir tad getirmesi için ikna ettik. Ve ünlü modellerimiz de bu çizimlerin önünde çok güzel pozlar verdi:)

Mad Men

17 Eylul itibarıyle, E2'de harika bir dizi başladı... Belki de son yıllarda Mel Gibson'ın başrolünü oynadığı "Kadınlar Ne İster'den sonra odağında reklamcılığın olduğu en çarpıcı TV filmi denilebilir.
Mad Men 1960'larda Amerika'da Madison Caddesi'nde çalışan reklamcıların kendilerine yakıştırdığı bir isimmiş. Aslında günümüz reklamcılığının doğuşuna denk gelen bir dönemi anlatıyor bu film, üstelik reklamcılığın ötesinde gerçek bir dönem filmi olarak tasarlanmış. Peşpeşe filtresiz içilen sigaralar, masalardan eksik olmayan alkollü içkiler ve güzel kadınlar filmi çok çarpıcı kılıyor.
İşe geç gelen yaratıcılar, son dakikada fikir bulmaya çalışan yazarlar, araştırmalara boğulan stratejistler, müşterinin ağzının içine bakan ajans patronları, aslında reklamcılığın ruhunun tüm zamanlardan ve mekanlardan bağımsız nasıl benzeştiğini çok iyi ortaya koyuyor.Mad Men'i seyredince çoğu zaman kızsak da, bunalsak da, ne kadar keyifli bir iş yaptığımızı görüyoruz. Bakarsınız 30 sene sonra Türkiye'de bir gün "Mas Men" çekilir:)

Çekimi beklerken

Englishman in Alaaddin

Ne zaman film çeksek, ajanstakiler "bizi neden sete götürmediniz" diye şikayet ederlerdi. Set Alaaddin'e kurulunca böyle bir sorunumuz kalmamış oldu. Ailecek setteyiz bugün. Üstelik Alaaddin de çalışıyor.
Ünlü İngiliz yönetmen Dan Nathan, şimdilik adını vermesek iyi olacak olan bir markamız için 35 mm'den 35 sn'lik 3 versiyon filmiyle Alaaddin'de. Çekimi gormek isteyenler, yeni set fotoğraflarını yine bu blog'tan izleyebilirler...