Çarşamba, Mayıs 31, 2006

Alaaddin'de balayı...


Balayımızı geçirmek için Alaaddin'e geldik; tesisleri cok sevdik, mekan sahipleri çok misafirperver... Rakı, sucuk şahane... Balayıları biten diğer çiftlerin birçoğu, civar odalara yerleşmiş. Biz de yerleşeceğimiz odamızı ayırttık bile.

Bir kahvemizi içmeye bekleriz artık :)

Cuma, Mayıs 26, 2006

Tasarımcıdan çok futbolcu...


Ofisimizin sevilen kahramanlarından Cem Abbas’ın bir zamanlar futbol oynadığını biliyorduk, ancak futbol ‘kariyer’ini sadece konuştuğumuz kadar kestirebiliyorduk. Günlerden bir gün ofise gelen ve yukarıda gördüğünüz fotoğrafla gözler önüne serilen bir gerçeği farkettik! Genç Cem, Beşiktaş Futbol Takımının 14 – 16 yaş grubunda 1 yıl topun peşinden koşturmuş, üstelik ardından Türk Hava Yolları’na transfer olmuş! Haberdeki övgüleri hakettiğini sandığımız grafiker arkadaşımız hakkında ufak bir araştırma yaptıktan sonra, bir grafiker olarak basında övgü aldığı hiçbir yazısının olmadığını gördük ve aslında futbolcu olan Cem’in kendine grafiker süsü verdiğini, futbolda daha başarılı olduğunu ortaya çıkarmış olduk. Özünde futbolcu olduğunu kabullenmek istemeyen ve buna rağmen “Kristal Elma’yı değil, Türkiye Kupası’nı hedefliyorum!” diyen Cem, bizden aldığı nahoş tepkiler sonucu sanırız, yıkıldı ama belli etmiyor. Geçtiğimiz hafta bu utançla sürünen Cem, üzüntüsünü “ben ettim siz etmeyin, iyi orta gol getirir!” sözleriyle dile getirdi, getiriyor, getirecek...

Pazartesi, Mayıs 22, 2006

Alaaddin der ki...

Reklamcılık dünyası için “kurtlar sofrası” derler, güçlü olan, sebat eden ayakta kalır.

Bu sofradan alabildiğini alan, yine de gözü doymayan; biri kalemine, diğeri gözüne güvenen biz iki fikirdaş, farklı yerlerden çıktık yola; boyumuz boyumuza uydu, huyumuz huyumuza. Ürettikçe, yarattıkça fark ettik ki fikirlerimiz de uyuyordu, sonuçlar içimize siniyordu.
Gün geldi, kafa kafaya verdik, dedik ki “yolumuz uzun, niye daha ileriye gitmeyelim?” Yola daha yeni çıkmıştık ki Alaaddin’le karşılaştık:
- Dile benden ne dilersen!
- Daha yaratıcı, daha doyurucu, daha sahiplenebildiğimiz işler yapmak, dedik.

Bir kapı açıldı önümüzde hemen, girdik baktık tereddüt etmeden. Bilmezdik çalışmanın bu kadar keyifli, saatlerinse kifayetsiz olduğunu Alaaddin’e düşmeden önce. Her şey birdenbire oldu, kampanya heyecanı, sunum hazırlıkları, fikirler, ilanlar, senaryolar birdenbire...

Ne CİN fikirler çıkar aklımızdan, elimizden; nasıl daha renklendiririz bu beyaz duvarları, göreceğiz ama...

Kıssadan hisse:
- Yaşasın, artık bizim de cinlerimiz tepemizde!

P.S: Bu bloglar ilk çıktığında işlevlerine dair pek fikir yürütemiyordum, meğerse bu işe yarıyormuş, OH BE:)

Salı, Mayıs 16, 2006

Türkiye Kupası Sahibini Buldu, Alaaddin’de Heyecan Devam Ediyor!


2006 Türkiye Kupası, ardında büyük sevinçler ve üzüntüler bırakarak bitti. Ancak Alaaddin'de heyecan parmak futboluyla devam ediyor. Bu müthiş heyecanı tüm çalışanlar ve patronlar birlikte hissediyor. “Ofis içinde maç heyecanını sürdürmenin büyük mutluluğunu yaşıyoruz” diyen İsmail Bölükbaşı (solda), ajans içinde bu heyecanın süreceğini belirtti.
Günde dört saat parmak futbolu antremanı yapan Burak (sağda), “Her maç yapışımda ilk günkü gibi şapır şapır terliyor, heyecanımdan titriyorum” dedi. Ajans içinde patron-çalışan ilişkisinin bir anda ortadan kalktığı ve herkesin maç heyecanına konsantre olduğu bu heyecanlı müsabakada 3-2’lik skor ile Burak galip geldi. Maçın sonunda Burak, “Günde dört saat parmak antrenmanı yapmanın meyvesini en sonunda aldım!” dedi. Bunu duyan İsmail Bölükbaşı ise, çalışanının artık günde dört saat fazladan mesai yapmasını istedi.

Pazartesi, Mayıs 08, 2006

Solo direktör



Sanat yönetmenlerimizden Nezih'in Geleneksel Yeditepe Üniversitesi Bahar Şenlikleri çerçevesinde Ataşehir kampüsündeki konserinden görüntüler. Sadece bilgisayar klavyesini değil gitarını da konuşturan Nezih, Post Punk tarzındaki grubu Plug In'le 40 dakika boyunca sahne aldı ve büyük ilgi topladı.

Cuma, Mayıs 05, 2006

Sıradaki sunum...

Dün geceki çalışmamız meyvesini verdi, sunum süper geçti... Fotoğraftaki herkes şimdiden binadan ayrıldı bile... İyi hafta sonları...

Perşembe, Mayıs 04, 2006

O ne ki?

Strateji mi, kreatif mi? Yoksa ikisi birden mi? Peki biri öbüründen önce mi çıkmalı? Aynı anda çıktığı oluyor mu? Strateji, kreatifi satmak yolunda bir "el güçlendirme aleti" mi? Sadece konkurlarda hatırladığımız, çoğu zaman outsource ettiğimiz ya da reklam yazarına "bu kampanyaya bir de strateji yazıver" dediğimiz; işi aldıktan sonra da "boşver şimdi stratejiyi, accaip bir ilan geldi aklıma" diyerek bir kalemde sildiğimiz işe yaramaz, dışarıya hava atmaya yarayan, içeride iplenmeyen bir garip de-part-man mı şu strateji denilen şey?

Bu fotoğraf, bu soruların cevabını, saat 24:00 itibarıyla veriyor. Kolunu gördüğümüz kişi stratejistimiz Tülin... Klavyede art direktörümüz Fırat... Koltukta kreatif direktörümüz Murat... Ve ayakta kontrolör kıvamında duran müşteri ilişkileri direktörümüz bendeniz Birol... Yumurta-tavuk meselesinin cevabı (dikkatinizi çekerim, bir konkur gecesinde değil) bir normal çalışma gecesinde uygulamalı olarak yukarıdaki fotoğrafta... Strateji - kreatif el ele, daha müreffeh kampanyalara...

Salı, Mayıs 02, 2006

Sanat Yönetmeni

En az üç yıl deneyimli Sanat Yönetmeni arıyoruz.

İlgilenenler özgeçmişlerini muratd@alaaddin-tr.com
adresine atabilirler...

Sayfalar